İpsilanti Yunan Bağımsızlığının öncüsü olmuştu

Fenerli Rum ailelerinden biri olanİpsilantiler’in sivrilen ismi Kostantin İpsilanti,1796 ile1799 arasında babası gibi tercümanlık yapmış,pek çok eseri batı dillerinden Türkçe’ye çevrilmişti.Ancak,Sultan Üçüncü Selim tarafından Eflak Voyvodalığı’na atandıktan sonra Osmanlı Devleti’ne değil Rusya’ya hizmeti tercih etmiş ve çevresine Rus etkisini yaymaya başlamıştı. Aynı günlerde Osmanlı Devleti’ne yanaşan Fransa’nın efsanevi imparatoru Napolyon Bonapart’ın İstanbul’daki temsilcisi General Sebastiani,İspilanti’nin ihanetini Padişaha bildirince,Üçüncü Selim 1806’da kendisini azletti,İspilanti ile aynı çizgideki Boğadan Voyvodası Aleksandr Moruzzi’nin de görevine son verdi. Kostantin İpsilanti,azledilince oğlu Aleksandros’u da yanına alarak Rusya’nın o zamanlar başkenti olan St.Petersburg’a kaçtı ve baba-oğul,çar Birinci Aleksandr’ın hizmetine girdiler.Kostantin 1816’da hayatını kaybetti,Çar’ın yaverliğine kadar yükselen oğlu Aleksandros ise,Rusalar’ın Fransızlar’la yaptığı savaşta Rusya’nın safında savaştı. Bir Rum tüccarı olan Manuel,Odesa’da 1814’te yanına iki kişi daha alarak “Philike Hetairia’yı,yani Dostluk Cemiyeti’ni kurarak Yunanistan’ın Bağımsızlık yolundaki ilk adımını attı.Yunan bağımsızlığının kültürel ve siyasal mücadelesini üstlenen Dostluk Cemiyeti’nin başına da Aleksandros İpsilanti geçirildi.Cemiyetin gizli Başkanı Çar Aleksandr,İpsilanti’yi,Balkan Ortodoksları’nı Osmanlı Devleti aleyhine kışkırtmakla görevlendirdi. Gelişmelerin ardından İkinci Mahmud’un üzerinde derin tesiri bulunan Halet Efendi kandırılarak Eflak ve Boğdan voyvodaları azlonuldu ve yerlerine Hetairia’nın girişimlerine uygun hareket edecek kişiler atandı.Bugünkü Romanya’yı oluşturan bu iki voyvodalığa 18.yüzyılda Fenerli Rumlar’dan atama yapılırdı. Sırplar’la ve Avrupalı bazı devletlerle temasa geçen İpsilanti ayaklanma için faaliyetlerini tamamladıktan sonra,1821’in 6 Martı’nda Eflak ve Boğdan’da isyan çıkardı.Bu iki voyvodalık Rusya’nın sınırlarında bulunduğundan,oradan yardım alabilmek ve Sırp,Bulgar,Romen topluluklarını harekete geçirmek ve isyanın merkezi seçilmişti. İsyan önceden çok detaylı ve gizli planlanmış ve Osmanlılar durumu öğrenememişlerdi.Sırplar’ın ve Ulahlar’ın ayaklanmaya katılmaması,Avusturya yüzünden Rus Çarı’nın desteklememesi ve Osmanlı İmparatorluğu’nun da asilere karşı sert tedbirler alması ile isyan bastırıldı. Bükreş’i işgal eden Aleksandros,halk kendisine yüz vermeyince Avusturya’ya kaçarak canını zor kurtardı ve Çar,bu başarısızlığı üzerine Aleksandros’u yanından uzaklaştırdı.İpsilanti 1827’ye kadar Viyana’da tutuklu kaldı ve 1828’de Yunanistan’ın bağımsızlığını göremeden öldü.
|
İpsilanti Yunan Bağımsızlığının Öncüsü Olmuştu